Panelde konuşan Eksim Holding Yönetim Kurulu Lider Vekili Osman Arıoğlu, “İsrafı önleyemezsek yerine koyma imkanımız olmayan pahaları kaybetme riskiyle karşı karşıya kalırız” dedi.
Capital, Ekonomist, Start Up ve CeoLife mecmuaları tarafından düzenlenen Uludağ İktisat Tepesi (UEZ Sapanca 2024), bu yıl 13’üncü defa Türkiye ve dünyanın saygın siyasetçilerini, iş dünyası başkanlarını ve akademisyenlerini ağırladı.
Sponsorluğunu Eksim Holding’in üstlendiği beşinci panelin teması “21’inci Yüzyıl İçin Sürdürülebilir İş Modelleri ve Stratejiler” oldu.
Panelin moderatörlüğünü Multinet Up CEO’su Ali Emre Sever üstlendi. Sever, “Şu anda kuşkusuz iş dünyasının en kıymetli trendlerinden birisi sürdürülebilirlik” dedi.
Eksim Holding Yönetim Kurulu Lider Vekili Osman Arıoğlu, panelde yaptığı konuşmada, etrafın korunmasının değerine dikkat çekti. Arıoğlu, şöyle konuştu:
“İşin odağında aslında bizim gündemimiz var diye düşünüyorum. Zira etraf olmazsa biz israfı önleyemezsek o vakit yerine koyma imkanımız olmayan kıymetleri kaybetme riskiyle karşı karşıyayız. İstanbul’da Boğaz’da denize girilemezdi. Körfez perişan durumdaydı. Belediye başkanlığı seçimlerinin en değerli vaatleri bir devir Haliç’in nasıl temizleneceği konusu olmuştu.
Faaliyetlerle farkındalıklar oluşmaya başladı
Bugünse ne Haliç’e giderken kimse burnunu tutuyor ne de Körfez’de artık bir kasvet kalmadı. Bu alışılmış ki vakit istiyor. Çevreyi muhakkak bir periyot hor kullandı Türkiye. Kademe kademe toplumda dernek toplumsal yarar ile ilgili faaliyetlerinin bilinçlendirmeleriyle etrafın, tabiatın değeri daha farkında olunan durumlar olmaya başladı. Bizim de aslında zaten faaliyet hususumuz olan alanlar esasen güç ve besin. Bir tarafta yenilenebilir güç, gücün kirli tarafında değiliz.
Hem ülkenin cari açığının azaltılmasına ürettiğimiz güçle katkıda bulunurken ve katkının devamlılığını sağlarken bir yandan da karbon salımını önlemeyle ilgili bir faaliyet yapıyoruz. Yaklaşık 2023 yılında yalnızca Türkiye’de yenilenebilir kaynaklardan ürettiğimiz güç 1.8 milyar kW saat. Bunun etrafa sağladığı katkı, karbon emisyonuna sağladığı katkı da 1.3 milyon ton olarak kıymetlendirebiliriz.”
Herkes değişmek zorunda
Sanko Holding Yönetim Kurulu Lideri Adil Sani Konukoğlu, şöyle konuştu:
“Sürdürülebilirlik şu anda bütün iş dünyasında olduğu üzere, sanat dünyasına kadar herkesin gündeminde. Sanko Holding olarak baktığımıza vakit, biz 1904’ten bu yana bu sene 120’nci yılımız. 120 yıldır sürdürülebilir bir şirket olmak için gayret veriyoruz. Kendini yenilemeyen kuruluş sahibini yeniler sıkıntısı merhum babam. Periyoda ayak uyduramıyorsanız kesinlikle birileri gelir sizi satın alır ve değişimi onlar gerçekleştirirler. Klasik şirketlerde sürdürülebilirlik ve değişimi gerçekleştirmek sahiden çok sıkıntı. Yeni bir şirket olsanız sıfırdan başlayıp sistemli bir biçimde ilerleyebilirsiniz. Ancak 40 yıldır sizinle çalışan beşerler var. Siz de onların yanında yetişmişiniz. Bu türlü bir durumda değişim yapabilmek için nitekim zorlandığınız anlar oluyor. Yapay zekayı konuşuyoruz şu anda. Net bir formda önümüzde neler olduğunu görüyoruz. Hayatın içinde var artık bunlar. Bizler hepimiz değişmek zorundayız.”
Paydaşların birlikte çalışması önemli
SKD Türkiye Yüksek İstişare Kurulu Lideri ve Fibabank Yönetim Kurulu Üyesi Ebru Dildar Edin, konuşmasında şu tabirleri kullandı:
“2015 yılında Paris İklim mutabakatı toplantısına katılmıştım. Akabinde Türkiye’de sonuçlarını TÜSİAD toplantısında banka temsilcisi olarak birkaç konuşmacıyla birlikte panelisttim. Kimler katıldı derseniz. Yalnızca teknisyenlerin katıldığı, işverenlerin hiç konuşmadığı ve sahiplenmediği bir ortamdı. O vakit daima çağırıyorduk işverenleri da. Artık onlar da en büyük savunmacılarından biri oldu. Tüm iş dünyasının bu halde gelişiyor olması. Sürdürülebilirlik değil toplumsal bahislerin da sahipleniliyor olması benim açımdan memnunluk verici. Dünya değişiyor, Türkiye değişiyor fakat bu süreçte paydaşların birlikte çalışması kıymetli. Sanayi şirketi, yalnızca kOBİ’nin farklı başka yapması kıymetli değil. Biz de derneğimizi bu gayeyle 2014 yılında kurduk. Türkiye yurtiçi hasılasının %28-29’unu temsil ediyor. Çok büyük şirketler, holdingler var bünyemizde. Tesir alanlarımız kıymetli. Yeterli uygulamaları paylaşmayı amaçlıyoruz. Birçok ülkede yeşil partiler var. Meclisin içine girmiş toplumsal ortama katkı sağlamaya çalışan kümeler var. Ne yazık ki Türkiye’de bu türlü değil. Sivil toplum kuruluşlarına çok kıymetli vazifeler düşüyor.”
Yeşil dönüşüme uygun krediler
TSKB Genel Müdürü, Yönetim Kurulu Üyesi Murat Bilgiç, sürdürülebilirliği farklı temalarla birleştirdiklerini söyledi. Bilgiç, şöyle konuştu:
“Ölçüyoruz. Krediyi vermekle bitmiyor. Kredilerimizin koşulları da var. Verdiğimiz kredinin yüzde 80’inden fazlası uzun vadeli ve yeşil dönüşüme uygun krediler. Danışman kuruluşlarımızla yahut yetkili kuruluşlarımızla ölçüyoruz. Taahhütlerin yerine getirilmesi için önemli adımlar atılması gerekiyor. Bu seyahatte kredi kullananlar daha uygun maliyetle daha uygun kaynaklara erişebiliyor bizim üzere firmalardan kredi kullananlar. Birebir vakitte memleketler arası firmalardan kredi kullanmış oluyorlar.
Kredilere emisyon amaçları konuluyor
Kredilerimiz için ek yaptırımlar oluyor. Örneğin emisyon gayeleri koyuyoruz. Yerine getirilemediyse kontratta ek maliyet gerektiren koşullarımız var. Müzakerelerimiz de uzun sürüyor şirketlerle. Ticari bankalarda da bu tıp şartlar var. Kağıt üstünde konulan şartlar değil. Hakikaten ölçülmesi gerekiyor. Bankalar aracı kuruluşlar. Bankalar aslında kaynak alıp kaynak veriyor. Bizim de kaynak kuruluşlara taahhütlerimiz var. Nitelikli fonlar, çok uzun fonlardan bahsediyorum. Örneğin 300 milyon dolarlık bir kaynak fon imzalayacağız, çok fazla şartları var. Müşteriye kredi verirken bu şartlarla veriyoruz. Bir derece veriyoruz. Kendimizi de derecelendiriyoruz. Dünya Bankası bizi, biz de müşteriyi takip ediyoruz. Uyamayacaksak kredi vermiyoruz. Çok az sayıda nitelikli projelerde krediler kullandırıyoruz.”
Verimlilik manasında değerli değişiklikler yaşandı
Migros Kümesi İcra Lideri Dr. Ömer Özgür Tort, şu sözleri kullandı:
“Bütün şirketlerin en temel misyonu büyümelerini sürdürülebilir ve karlı hale getirmek. Migros da 70 yaşını kutluyor bu sene. Belirli bir iş modeliyle daima büyümeyi devam ettirmeyi arzulayan bir şirket. Mal girer, mal çıkar, para girer, para çıkar. Sistem evvelden buydu. Hâlâ da bu türlü. Lakin verimlilik manasında çok değişiklikler yaşadık. Lojistik kıymetli bir ayak. Müşteri de bilgi oldu artık. Müşteri girer data çıkar, müşteri gelir datayı işleriz oldu artık. Esaslı şirketlerde bu dönüşüm daha da özel bir mesai gerektiriyor. 3400’ü aşkın mağazamız var. Art tarafta 56 tane dağıtım merkezi, 16 tane paketleme merkezimiz var. Bir tarafta mağazacılık var fakat bir taraftan da üretim ve planlama var. Besin çok etkin bir kesim. Tüm müşterilerimizin bize ulaşabilmesi için 15 dakika gayesi koyduk kendimize. Bütün mağazaları online dağıtım merkezine dönüştürmüş durumda.
Tabi güç bölümünden de çok bahsediliyor. Elektrikli araçların gelmesi kesin artık. Otoparklarımızda şarj ünitelerimiz var. Elektrikli araçların şarjını entegre ettiğimiz bir yapıyı kurmaya çalışıyoruz.
Büyüme gücünü ortaya koyarken bu işten bir biçimde para kazanmanın yolunu bulabilmek. Sadece büyümekten bahsetmiyoruz. Verimli büyüme modellerini uygulamak gerekiyor.”
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı
