İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kent Tiyatroları, 27 Mart Dünya Tiyatro Günü’nü fiyatsız olarak sahnelediği 8 oyunla tüm sahnelerinde coşku ile kutladı.
Her yıl, 27 Mart Dünya Tiyatro Günü için kaleme alınan memleketler arası bildiriyi bu yıl Norveçli yazar Jon Fosse; ulusal bildiriyi Tamer Levent yazdı. Ulusal bildiri, 27 Mart günü tüm sahnelerimizde oyun öncesinde sanatkarlar tarafından okundu.
2024 Yılı Milletlerarası Bildirisini Jon Fosse Yazdı
Nobel ödüllü müellif Jon Fosse, bildirisinde “sanat, barıştır” temasını işliyor:
“Savaş hepimizin içinde derinlerde yatan şeye, özgün olana karşı verilen bir çabadır. Bu tıpkı vakitte sanata karşı, tüm sanatların derinliklerinde yatan şeye karşı bir savaştır.
Burada bilhassa tiyatro ya da oyun müellifliği hakkında değil, genel olarak sanat hakkında konuşuyorum, lakin bunun nedeni, söylediğim üzere, tüm âlâ sanatların derinlerde tıpkı şey etrafında dönüyor olmasıdır: Büsbütün eşsiz, büsbütün özel olanı almak ve onu kozmik hale getirmek. Özel olanı sanatsal olarak söz ederek kozmik olanla birleştirmek: onun biricikliğini ortadan kaldırmak değil bilakis onu vurgulamak, yabancı ve alışılmadık olanın açıkça parlamasına müsaade vermektir.
Aslında çok kolay: Savaş ve barış birbirine ne kadar zıtsa, savaş ve sanat da o kadar zıttır. Sanat barıştır.”
2024 Yılı Ulusal Bildirisini Tamer Levent Kaleme Aldı
Bu yıl yayımlanan ulusal bildiriyi direktör, tiyatro, sinema ve dizi oyuncusu Tamer Levent kaleme aldı. Levent, bildiride dramanın insan bağlantısındaki kıymetine, tiyatronun hayatın değişip gelişmesini sağladığına, tiyatro sanatının durumlara itinayla ayna tutması gerektiğine değiniyor.
Tamer Levent bildiride tiyatronun işlevini açıklıyor:
“Tiyatro düşünmediklerimizi hatırlatıp, bizleri yüzleştirir.
Ezberlenmiş bilgilerimizle; din, lisan ve ırk ile bütünleştiremediğimiz; nedenlerini sorgulamadığımız mevzuları, insan olma iştirakinde, ders vermeden sorgular.
Tiyatro ve onun mayası olan drama, fikirlerimizi harekete geçirir.
Yaşamın sanatının gelişip değişmesine pürüz olan ögeleri fark etmemize neden olur.
Bunlar, şahsî ya da dünya genelinde maniler olabilir.
İnsanlık bu çağda yaratılan savaşların da, çocuk katliamlarının da kurgulandığının farkında artık.
Ama dünyayı var eden insan aklı ve draması bize her devirde tahliller üretmeyi öğretmedi mi?
Önemli olan bilgileri ezberlemek değil, fikir geliştirmek ve uygulamada kullanmaktır.
Tiyatro ve drama bize bunu fark ettirir. Örgün eğitim sistemlerine teklifte bulunur.
Yaşamda var olan ve çözülmez görülen problemleri irdelemek ve tahlil üretmek süreçleri yaratır.”
27 Mart Dünya Tiyatro Günü, tüm Türkiye’de tiyatro kısımlarının, konservatuarların, özel tiyatroların, kent ve devlet tiyatrolarının aktiflik ve gösterimleriyle kutlandı.
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı
