Ege Üniversitesinde (EÜ) “Azerbaycanlıların Soykırımı Günü” münasebetiyle “Ermeni Sorunu ve 20. Yüzyılda Azerbaycanlılara Karşı İşlenmiş Katliam ve Sürgünler” bahisli panel ve stant düzenlendi.
Azerbaycan Türkiye Büyükelçiliği, Ege Üniversitesi, Azerbaycan Kültür Bakanlığı’na bağlı Soykırım Memorial Kompleksi, Azerbaycan’da faaliyet gösteren Zafer Şehit Ailelerine Dayanak Derneği ve İzmir Azerbaycan Derneği (İZAZDER) tarafından düzenlenen panel ve sergi EÜ Edebiyat Fakültesi Prof. Dr. Nuri Bilgin Konferans Salonunda gerçekleştirildi. Panele, EÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Ersan, EÜ Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Yusuf Ayönü, İzmir Azerbaycan Derneği Başkanı Perviz Altay, Zafer Şehit Ailelerine Destek Derneği Başkanı Sevinc Orucova, Azerbaycan Büyükelçiliği Eğitim Müsteşarı Doç. Dr. Necibe Nesibova, akademisyenler ver öğrenciler katıldı.
Hürmet duruşunun akabinde her iki ülkenin Ulusal Marşlarının okunmasıyla başlayan panelin açılışında konuşan Prof. Dr. Mehmet Ersan, “Rektörümüz Prof. Dr. Necdet Budak öncülüğünde milletlerarasılaşma misyonumuz doğrultusunda Azerbaycan başta olmak üzere tüm Türk Cumhuriyetleriyle sıkı bir münasebet içerisindeyiz. Tekrar başta Azerbaycan olmak üzere Özbekistan, Kazakistan, Kırgızistan ve Türkmenistan’dan iş birliği tekliflerine daima açık olduk. Türk Cumhuriyetleri ile yakın münasebetler kuruyoruz. Ege Üniversitesi olarak akademik birikimimizi Türk coğrafyasına aktarıyoruz” dedi.
“Biz, birlikte hareket etmek zorundayız”
Şuşa Beyannamesine değinen Prof. Dr. Ersan, “Türkiye Cumhuriyeti Devleti, Azerbaycan Cumhuriyetiyle bir Şuşa Beyannamesi imzaladı ve o Şuşa Beyannamesiyle Azerbaycan’a yapılacak rastgele bir atak Türkiye’ye yapılmış, Türkiye’ye yapılacak taarruz Azerbaycan’a yapılmış kabul edildi ve savaş sebebi sayıldı. Biz, birlikte hareket etmek zorundayız. Biz yalnızca Azerbaycan ile değil öbür Türk cumhuriyetleri ile güçlerimizi birleştirmek zorundayız ki coğrafyamızda savaşlar ve dertler yaşanmasın” dedi.
Azerbaycan Büyükelçiliği Eğitim Müsteşarı Doç. Dr. Necibe Nesibova ise “Bizim coğrafyamız, çok acılarla dolu bir coğrafyadır. Biz, ne yazık ki tarihin farklı devirlerinde soykırımlara ve katliamlara maruz kaldık. Bu katliamlardan en büyüklerinden biri de yaklaşık 50 bin kişinin öldüğü 31 Mart soykırımıdır” diye konuştu.
“Osmanlı periyodunda Ermenilere karşı olumsuz telaffuzlar yoktur”
EÜ Türk Dünyası Araştırmaları Enstitüsü öğretim üyesi Prof. Dr. Vefa Kurban’ın başkanlığında gerçekleştirilen panelde, EÜ Atatürk Unsurları ve İnkılap Tarihi Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Nuri Karakaş “Ermeni Sorunu” başlıklı sunum yaptı. Prof. Dr. Karakaş sunumunda; 1915 olaylarında neler yaşandığını ve yaşanan olayların akabinde Ermenilerin Türk milletini soykırımcı ilan etme gayretlerinin tarihi ve tüzel açıdan ana sınırlarıyla iştirakçilere aktardı.
Prof. Dr. Karakaş, “Türklerin Anadolu’da hâkimiyet kurması sonucunda dini ve etnik varlıklarını muhafazayı başaran Ermeniler, Osmanlı hâkimiyeti boyunca Anadolu’nun dört bir köşesinde dağınık bir biçimde yaşadılar. Türk toplumu ile gelişen âlâ bağlantıları sayesinde sadık millet olarak anıldılar. 19. ve 20. yüzyıllarda Osmanlı Devletinde paşa, bakan, diplomat, başkonsolos gibi pek çok değerli misyonlar edinen Ermenilere karşı Osmanlı Devleti nezdinde olumsuz bir yaklaşım ve ırkçı bir telaffuz bulunmamaktadır” dedi.
“Ermeniler tarafından yapay bir tarih yaratıldı”
Prof. Dr. Karakaş, “Ermeniler, 19. yüzyılın ikinci yarısında Fransız İhtilali’nin yaymış olduğu milliyetçilik fikrinin tesiriyle evvel özerk daha sonra bağımsız bir Ermenistan kurmak emeliyle harekete geçtiler. Avrupalı devletler, Ermenileri himayeleri altına alarak Osmanlı Devletinin içişlerine müdahale etmeye çalıştılar. Ermeniler ihtilalci, silahlı, terörizmi çaba metodu olarak seçen örgütler kurarak isyanlara başladılar. Osmanlı hükümeti Ermeni ileri gelenlerini uyararak Müslüman katliamına devam etmeleri halinde gerekli tedbirlerin alınacağını Ermenilere bildirdi. Yapılan ikazlar sonuç vermeyince 24 Nisan 1915 yılında Osmanlı Devleti, Ermeniler tarafında kurulan komiteleri kapatma kararı alarak üyeleri içinde tutuklama kararı aldı. Bu kararın alınmasındaki en değerli sebep Ermenilerin git gide büyüyen isyanları idi. Ülke içinde örgütlenmeyi sağlayan yurt dışı temasları ve iş birliğini yürüten başkan takımın bu tarihte etkisiz hale getirilmiş olması üzerine bu durumu kabullenemeyen Ermeniler 24 Nisanı bütün dünyada soykırım günü olarak ilan ederek yapay bir tarih yaratmışlardır. İhtilalci, silahlı ve terörizmi gayret metodu olarak seçen Ermeniler tarafından, 525 bin Türk Müslümanı katledilmiştir” dedi.
Panel kapsamında Soykırım Memorial Kompleksi Uzmanı Doç. Dr. Sübhan Talıblı, “20. yüzyılda Azerbaycanlılara Karşı İşlenmiş Katliam ve Soykırım” isimli sunumunu gerçekleştirirken, Guba Kent Soykırım Memorial Kompleksi yöneticisi ve soykırım araştırmacısı Dr. Rahşende Bayramova ise “Azerbaycanlılara Karşı İşlenmiş Soykırım Gerçeklerinin Dünya Kamuoyuna Ulaşmasında Azerbaycan devletinin Siyaseti” hususlarında iştirakçileri bilgilendirdi. Konuşmaların akabinde panelistlere teşekkür dokümanları takdim edildi. İştirakçiler, daha sonra ‘Ermeni Sorunu ve 20. Yüzyılda Azerbaycanlılara Karşı İşlenmiş Katliam ve Sürgünler’ bahisli fotoğraf standını gezdi
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı
