İzmir Büyükşehir Belediye Lideri Tunç Soyer, 5 yıllık misyon müddetini düzenlediği basın toplantısı ile kıymetlendirdi. “Doğru bilinen yanlışları ve yanlış bilinen doğruları anlatmak istiyorum” diyerek ayrıntılı açıklamalar yapan Lider Soyer, “Benim vicdanım çok rahat. Kafayı yastığa koyduğumda huzurla uyuyacağım. Bu 5 yıl ne kadar çok çalıştığımı ben ve arkadaşlarım çok âlâ biliyor” dedi.
İzmir Büyükşehir Belediye Lideri Tunç Soyer, Şato Kütüphanesi’nin bahçesinde düzenlediği basın toplantısı ile 2019- 20124 dönemindeki 5 yıllık icraatlarını anlattı ve bu periyoda ait değerli değerlendirmelerde bulundu. Lider Soyer, vakit zaman gaye alındığı mevzularla ilgili “Doğru bilinen yanlışları ve yanlış bilinen doğruları anlatmak istiyorum” diyerek ayrıntılı açıklamalar yaptı.
Biyolojik sonlarımı zorlayarak çalıştım
10 yıl Seferihisar’da, 5 yıl İzmir Büyükşehir Belediyesi’nde çok severek, büyük bir aşkla çalıştığını ve hoş işler yaptığını tabir eden Lider Soyer, bu mühlet içerisinde kendisine akıl almaz taarruzlarda bulunulduğunu belirtti. Misyon müddeti içerisinde biyolojik sonlarını zorlayarak çalıştığını kaydeden Lider Soyer, “Toplam 20 gün müsaade kullanmışım. Senede 4 gün demek. Bu mühlet boyunca günde 6 saatten fazla uyumadım. Her sabah saat 8’e 10 kala belediyeye giriş yaptım. Çıkış saatimiz 21.00 oldu, 22.00 oldu. Kesinlikle belediyeye en evvel ben geldim. Seferihisar’da da bu böyleydi, belediyeyi ben açıyordum. Olabilecek azamî ne kadar çalışma potansiyelim varsa onu kullandım. Vicdanım rahat. Eksik, yanlış, kusurlu olanlar bulunabilir lakin ben vicdanen kendi biyolojik hudutlarımı zorlayarak bunları yaptım” diye konuştu.
“İlk kez burayı konut olarak biz kullanıyor değiliz”
Başkanlık Konukevi’ni konut olarak kullanmasıyla ilgili açıklamalarda bulunan Soyer, “Bu bina 1954’te şark kahvesi olarak tasarlanıp yapılmış, 1969’da belediyeye geçmiş, Tansaş bir periyot işletmiş, kiraya vermiş. Kiraya verdiği devirde işletilen restoran şato ismini taşıdığı için binanın ismi şato olarak kalmış. 2001 yılında tahliyesi gerçekleştirilmiş. 2010 yılında onarımı tamamlanmış ve misafirhane olarak kullanılmaya başlanmış. Birinci kere burayı konut olarak biz kullanıyor değiliz. Bizim meskenimiz Seferihisar’daydı. İzmir’de misyon başlayınca merkezi bir noktada, süratlice belediyeye erişebileceğim bir arayış içine girdik. Burayı bulduğumuzda da bir kısmının bize yeteceğini düşündük. Geri kalanını kütüphane yaptık. Türkiye’nin birinci dijital kütüphanesidir. Bu mühlet içinde de 3 oda 1 salon olarak kullandık. Bu bahçe de halka açık olarak kullanılmaya devam ediyor” sözlerini kullandı.
“Eşim olduğu için iftihar ediyorum”
Kooperatifler üzerinden eşi Neptün Soyer’e yönelik karalama eforlarına da cevap veren Lider Soyer, “Kooperatifler üzerinden eşi Neptün Soyer’e büyük kaynak aktardı diye bahisler dillendirildi. Ocak 2007-2019 tarihleri ortasında Büyükşehir Belediyesi 501 milyon liralık tarım ve hayvancılıkla ilgili alım yapmış. Bizim devrimizde bu sayı 1,1 milyar liraya çıktı. Bizden evvel yalnızca Tire Süt Kooperatifi üzerinden alım yapılıyormuş. Biz bunu Köy Koop üzerinden 42 kooperatife yaydık. Bu çokça yapılan akınlar sonucunda artık direkt doğruya kooperatiflerden belediyenin eser alması engellendi. Bu uygulama kaldırıldı. Böylelikle küçük üreticinin artık Büyükşehir Belediyesi’ne eser satma konusunda bugüne kadar sahip olduğu hak ortadan kalkmış oluyor. Tekrar büyük şirketlerin Büyükşehir Belediyesi’ne süt satışı yapacakları bir tablo ortaya çıkıyor. Her yıl soruşturma geçiştirdi Köy Koop. Eşim bundan bahsetmemi istemez ve sevmez fakat 2021 yılında Cumhuriyet Başsavcılığı’na verdikleri belgede toplam 1 milyon 220 bin litre süt almış Büyükşehir Belediyesi ve bu aldığı sütün 170 bin 800 lirası Köy Koop hissesi olarak kalmış. Bunun da 103 bin 320 lirası damga vergisi olarak ödenmiş. 2021 yılında Köy Koop’un kasasında kalan para 60 küsur bin lira. Hani 180-140 milyonluk alımlar yapıldığı tezi var ya bunlar direkt doğruya üreticiye, kooperatife yansıtıldığı için Köy Koop’un yalnızca aracılık yapmak ve bütün bu kooperatifleri tek bir çatı altında buluşturmak misyonu var, onu yerine getirmiş. Litre başına 0,14 kuruşluk bir tahsilat gerçekleştirilmiş. Eşim olduğu için söylemiyorum fakat değişik bir özelliği var. Yıllardır Köy Koop’ta yöneticilik yapıyor. Bu mühlet içinde 1 lira harcırah, maaş, huzur hakkı almamıştır. Türkiye’de bu türlü öbür insan bulunur mu bilmiyorum ancak bütün bir hayatını tek bir kuruş karşılık beklemeden köylünün eserini pahalanması için harcamıştır. Onunla iftihar ettiğimi bu vesileyle birinci defa söylemiş olayım” diye de konuştu.
“İzmir Türkiye’nin en değerli su kullanılan kenti değildir”
İzmir’in Türkiye’nin en kıymetli suyunu kullandığı istikametindeki savlara da değinen Lider Soyer, “İzmir su yoksulu bir kent. İzmir’in su kaynaklarının yüzde 60’ı yeraltından çıkıyor.. Yeraltından su çekmenin ağır bir maliyeti var. Ankara, İstanbul’un baraj suyudur kentte kullandırdığı su. Maliyetleri düşüktür. Yalnızca bunun maliyeti nedeniyle su fiyatı belirlenir. Bizde bu ağır maliyetler nedeniyle suyun maliyeti de çok yükseliyor. İZSU hem istediği üzere fiyat ortaya koyamayan bir kurumdur, kar hedefli bir kurum değildir, bu türlü bir şey mümkün değil, İZSU’nun maliyetleri üzerinden keyfi indirim yapması da mümkün değil. Yasal desteği yok. Siz keyfi olarak suyun bedelini şu kadar indiririm diyemiyorsunuz. Gördes Barajı… 13 yıl evvel yapılmış. Her sene 59 milyon metreküp su vermesi öngörülerek yapılmış. Bugüne kadar 767 milyon metreküp su almamız gerekirken yalnızca yüzde 29’unu alabilmişiz. Fakat yüzde 100’ünü almışız üzere toplam 258 milyon 68 bin 279 lira ödeme yapmışız. İzmir’e suyu biz getirdik diyorlar. Getirdiğiniz suyu getiremediniz, getirdiğinizin tamamından fazlasının bedelini aldınız. Bedelini bize ödetiyorlar ve vermedikleri suyun parasını da bizden tahsil ediyorlar. Birinci kademe su fiyatlandırmalarında büyükşehirler ortasında Manisa ve Muğla’dan sonra üçüncü sırada İzmir. İkinci kademe fiyatlandırmalarında da Muğla, Manisa, Denizli, Bursa ve Mersin’den sonra altıncı sırada. Tablonun bu türlü olmasına karşın İzmir Türkiye’nin en kıymetli su kullanılan kenti değildir” dedi.
“Cumhuriyet tarihinde yapılmış olan kanalların yarısını biz 5 yıl içinde yaptık”
Kentteki körfez paklığı ve koku tenkitlerine karşılık veren Lider Soyer, Körfezle ilgili üç büyük adım attıklarını belirterek şunları aktardı:
“Bir tanesi yağmur suyu, pis su kanallarının ayrışması problemiydi. Cumhuriyet tarihinde yapılmış olan kanalların yarısını biz beş yıl içinde yaptık. 300 kilometre üzerinde yağmur suyu kanalı yaptık. Büyük Kanal Projesi ile büyük ölçüde Çiğli Atık Su Arıtma Tesisi’ne gidiyor İzmir’in pis suyu. Buraya giderken yağmur suyu ile karıştığı için olağanda arıtılacak suyun çok daha fazlası tesise basılarak kapasitenin zorlanmasına sebep oluyor. Ve böylelikle de su tam arıtılmadan deşarj edilmek zorunda kalıyordu. Bu 5 yıl içinde bizim yaptığımız yağmur suyu kanalıyla o büyük ölçüde hafifletildi. Tamamı ayrıştırıldığında zati sorunun büyük ölçüde giderildiğini görmüş olacağız. Fakat iz yarısını bitirmiş olduk 5 yıl içinde. İkinci değerli işimiz; 23 yıl evvel yapılmış olan birinci, ikinci, üçüncü fazla ilgiliydi, neredeyse hiç revizyon görmemişti. Süreçler tamamlandı ve 13 yıldır yapılıp bir türlü gerçekleşmeyen dördüncü fazın ihalesi de gerçekleşti. 600 milyon liralık bir bütçe. 179 milyon lirayla birinci üç fazın revizyonu tamamlandı, 600 milyonluk bir kaynakla da dördüncü fazın imalatı bitiyor, 2024 içinde o da bitmiş olacak. Günde 604 bin metreküp su arındıran arıtma tesisinin kapasitesini 216 bin metreküp daha arttırıyoruz, 820 bin metreküpe çıkarıyoruz. Karabağlar’da yapacağımız yeraltı arıtma tesisiyle 100 bin metreküp daha ek ediyoruz. Güneybatı tesisinde 50 bin metreküp civarında arttırıyoruz. Münasebetiyle İzmir’in 600 bin metreküp pis su arıtma kapasitesini yaklaşık 1 milyon metreküpe çıkartmış oluyoruz. Çamurla ilgili değerli bir sorun var. 2 buçuk milyon metreküp çamur birikmişti. Bunlarla ilgili rehabilitasyon çalışmalarına başlandı. 50 milyon dolarlık bir muahedeyi yaptık. Gelecek periyotta gelecek arkadaşlarımız önemli bir kaynağı üstelik TL üzerinden geri dönecek halde temin ettik. 23 yıldır ömrünü tamamlamış çamur kurutma tesislerinin yenilenmesi için kullanılacak. Benim çocukluğumdan beri koku problemi vardır İzmir’in. Bu çalışmaların devamı getirildiğinde İzmir’de koku sorunu ebediyen bitmiş olacak. Deşarj yatağını değiştirmek. İç körfeze yapamayacağız. Körfezin yaşayan bir körfez haline gelmesi için çok kıymetli adımlar atıldı. 20 milyar üzerinden kaynak ayırdık. Kalıcı bir biçimde çözmek mümkün hale gelecek.”
Basmane Çukuru ve Otogar açıklaması
Basmane Çukuru ve Otogar’a ait de bilgi veren Lider Soyer, “Basmane Çukuru uyuyan bir problemdi. Bunu dirilttik ve çok yol aldık. Çokça TMSF lideriyle müzakere ettik, anlattık, her şeyi önerdik. Tekraren önerdik. Maalesef rasyonel temellerde görüşülen bir sorun olmaktan çıktı ve büsbütün siyasi bir angajmana dönüştü. Çözmüyor, çözülmüyor. Halbuki bütün sıkıntıya çok hakimiz, nasıl çözülebileceği konusunda her türlü seçeneğe hazırız, tekrar kamuya kazandırılması için kararlı bir duruş ortaya koyduk. Dilerim bizden sonra bu sorun de çözülebilir. İzmir Otogarı’yla ilgili bizim yapmadığımıza dair bir algı var. Bu da gerçek değil. 25 yıl için yapılan muahedenin sonuna geldiğimizde tahliye istedik. Bugüne kadar tahsil edilmeyen, ödenmeyen hisselerle ilgili icra takibi yaptık, tahliye davası açtık. Pandemi nedeniyle işletmeci şirket kira müddetinin 7 yıl uzatılması için dava açtı ve kazandı. İstinafta da bizim talebimiz reddedildi. Biz de diğer bir yol bularak kaymakamlık üzerinden tahliyesini talep ettik. Şimdi bir dönüş olmadı. Otogar ile ilgili hazırladığımız fevkalâde hoş bir proje var. Tüzel süreçleri sonuna kadar takip ediyoruz” dedi.
“Belediye şirketinde kaç kişi çalışıyor?”
Belediye bünyesindeki işçi sayısına değinen Lider Soyer, “Mart 2014’te 20 bin 142 çalışanı varmış İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin. Mart 2019’da 27 bin 271, şu an itibariyle 34 bin 229. Yani 7 bin 129 kişi artmış Mart 2019’a gelindiğinde, 7 bin 58 kişi artmış Mart 2024’e gelindiğinde. Belediye çalışanlarının doğum yerleri var. 2019’da yüzde 54.67’si İzmirliymiş. 2024’te 53.72’si. Bunun dışındakiler; Manisa, Erzurum, Ankara, Kars, Mardin, Tunceli, Tokat, İstanbul, Konya. Bunların tamamı yüzde 2.83 ile 0.89 ortasında değişiyor.” açıklamasında bulundu.
“Buca Metrosu vadettiğimiz tarihten evvel bitecek”
Yatırım, ulaşım ve raylı sistem çalışmaları üzerinden sayılar veren Lider Soyer, “Yatırım harcamalarına 2023 sonu itibariyle ayırdığımız hisse yüzde 35. Türkiye’deki bütün büyükşehir belediyelerinden yüksek. Yaklaşık 2,1 milyar Euro yatırım yapmış durumdayız. Borç ne oldu? Mart 2019’da 5 milyar lira, Şubat 2024 sonunda 25,7 milyar lira. Bizim borcumuzun yüzde 82’si dış finansman kaynaklı borç… Bu borcun 2019 Mart itibariyle kıymeti 790 milyon euro, Şubat 2024 itibariyle 763 milyon Euro. Yüzde 3 buçukluk bir düşüş var. Bu 5 yıl içinde 878 milyon Euro borçlanma yapmışız, 900 milyon Euro borç ödemişiz. Euro’nun ne kadar arttığını söylememe gerek yok. Bu finansal tablolarda kıymetli bir bilgi daha var. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin borçlanma kapasitesi 92,3 milyar lira iken yüzde 27’sini kullanıyoruz. ‘Her yeri sattı’ diyorlardı, bu da hakikat bilinen yanlış. 1,2 milyar lira gayrimenkul satışı yapmışız, 1,6 milyar lira gayrimenkul kamulaştırması yapmışız. Ulaşım sistemine sübvansiyonu ne olmuş? İki misline çıkarmışız. 2019’da bütçe içindeki hissesi yüzde 12, şu an neredeyse iki katı, 6 milyar liraya çıkmış. Bu hayat pahalılığında insanların mağduriyetini hafifletebilmek için yapabildiğimizin azamisini yapmaya uğraş ettiğimizde geldiğimiz durum bu. Raylı sistemlerde çok yol aldık. 3 raylı sistem inşaatını tıpkı anda yürüttük. Narlıdere Metrosu 283 milyon euro ile bitti. Çiğli Tramvayı 187 milyon euroyla bitti. Buca Metrosu için 490 milyon euro kredi bulduk. 36 metrede fore kazıklar bitti, TBM başladı. Vadettiğimiz tarihten evvel bitecek Buca Metrosu. Buca Metrosu yalnızca İzmir tarihi değil, Türkiye tarihi değil, dünya tarihinin en rantabl metro projelerinden biridir. Bununla İzmirli olarak iftihar ediyoruz. Biz 5 yıl içinde 952 milyon raylı sistem yatırımı yapmışız. Bugünkü rayiçle 31 milyar lira yatırım yapmışız. Büyükşehir belediyeleri ortasında en yüksek hissesi ayıran Büyükşehir Belediyesi olmanın gururunu yaşıyoruz. Hükümetin İzmir’e reva gördüğü sayı 3 bin TL oldu” dedi.
“Popülist bir yaklaşımı tercih etmediğimiz için bu noktadayız”
Yolların bozuk olması konusundaki tenkitlere de cevap veren Lider Soyer, “Bizim hem yağmur suyu pis su ayrıştırma çizgisi çalışmaları var. Hem gaz, elektrik hafriyatları var. Daha evvel ilçe belediyelerin sorumluluğunda olan yerlerin bizim sorumluluğumuza geçmesi var. Sonuç itibariyle rekor asfalt serimi yaptık. 5 milyon ton sıcak asfalt çalışması yaptık. Fakat verdiğimiz kazılardaki tahribat o kadar büyük ki çokça şikayet duyduk. Popülist bir yaklaşımı tercih etmediğimiz için bu noktadayız. Makyajla iş yapmadık. İzmir’in gelecek 50 yılını teminat altına almak için çalışma yaptık” sözlerini kullandı.
“Tüp geçide gerek kalmayacak”
Toplu ulaşımda deniz ulaşımı hissesinin arttığını söz eden Lider Soyer, “Deniz ulaşımında vazifeye gelir gelmez feribot sayımızı 7’ye çıkardık. Biz vazifeye başladığımızda deniz ulaşımının trafik hissesini iki katına çıkardık. Tüp geçişi konuşuluyor. Biz feribotların sefer sıklığını 15 dakikaya indirmiştik; bizden sonra misyona gelenler 5 dakikaya indirsin tüp geçişine gerek kalmayacaktır. Çok kolay bir şey. 6 tane elektrikli geminin alımı için Cumhurbaşkanlığı’na müracaat yaptık. Her şey hazır durumda” halinde konuştu.
“İzmir köy olsaydı beyaz yakalar gelmezdi”
Kentte yeşil alan ölçüsünün değerli ölçüde arttığına değinen Lider Soyer, “5 yılda 7 tane yaşayan park açılışı yaptık. Bunun dışında acil tahlil takımlarının çalışmalarıyla da İzmir’de kişi başına düşen yeşil alan ölçüsünü yüzde 60 artırdık. İzmir köy olsaydı, İstanbul’un Ankara’nın beyaz yakalıları buraya gelmek için can atmazdı. İzmir’e yapılan bir haksızlık olur bu tespit” diye konuştu.
Türkiye’nin birincilerine mesken sahipliği yapıldı
İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin 5 yılda hayata geçirdiği birincileri sıralayan Lider Soyer, “Türkiye’nin birinci sünger otoparkını Gaziemir’de açtık. Türkiye’nin birinci halk konut projesiyle kentsel dönüşüm uygulamasını başlattık. Türkiye’nin en büyük tıbbı atık bertaraf tesisini açtık. Barınaklarda birinci sefer mama üretim tesisi kurduk. Visitİzmir ile Türkiye’nin birinci dijital turizm ansiklopedisi açtık. Mera İzmir ile Türkiye’nin birinci çoban haritasını çıkardık. TerraMadre’ye birinci sefer mesken sahipliği yaptık. Birinci kere yeşil aksiyon planı oluşturduk. UCLG’ye konut sahipliği yaptık. Birinci ve tek gençlik belediyesini kurduk. Manisiz İzmir kapsamında birinci hortikültürelterapi bahçesini kurduk. İzmir dünyanın birinci Cittaslowmetropol oldu. Birinci Süngerkent projesi İzmir’de başladı. Birinci kere Acil Tahlil takımı kuruldu. Çocuk belediyesi İzmir’de kuruldu. Eşrefpaşa Hastanesi’nde bir tıp ihtilali yaşanıyor. Tek belediye hastanesi olmasının dışında hizmette kalite artıyor. Konutta sıhhat hizmeti başlattık birinci kez” dedi.
“Hem çok iş yaptık hem de çok düzgün anlattık”
Başkan Soyer, “Yaptıklarını anlatamadı dediler. Bir taraf yalnızca reklam yaptı diyor bir taraf da çok şey yaptı lakin anlatamadı diyor. Ben ikisine de katılmıyorum. Hem çok iş yaptık hem de çok düzgün anlattık. Arkadaşlarımız toplumsal medyada ayda 130 paylaşım yapmış. Ben çok şükür ‘yaptı lakin anlatamadı’ kısmından razıyım. Bu kısmı bizim eksikliğimize verin. Anlatamamış olabiliriz. Ancak toplumsal medyadaki acayip ataklardan üzgünüm” sözlerini kullandı.
“CHP’nin bütün adaylarına muvaffakiyetler diliyorum”
Yerel seçim süreci hakkında konuşan Lider Soyer, “CHP, bu ülkede demokrasinin teminatıdır. CHP’yi sevebilirsiniz sevmeyebilirsiniz lakin CHP şayet iktidarı frenleyecek, dizginleyecek bir güç olmaktan çıkarsa yüzde 80’lerde 90’larda seçim kazanılan bir ülke olur. Türkiye’de bu demokrasinin kaybolması demektir. Bunu aklıselim herkes fark ediyor. Asıl büyük güç, ana muhalefette olmak zorundadır. O nedenle CHP’nin bütün büyükşehir, vilayet ve ilçe adaylarına muvaffakiyetler diliyorum. Diliyorum ki CHP büyük kazanımlarla buradan çıkar. Türkiye’nin buna gereksinimi var” biçiminde konuştu.
“En çok üzüldüklerim en çok sevindiklerim”
Başkan Soyer, 5 yıl boyunca kendisini en çok üzen ve en çok sevindiren mevzuları da şöyle sıraladı:
“Beni 5 yıl boyunca beni en çok üzen Elektrik Fabrikası’nın İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne verilmemesi. Beni inanılmaz üzdü. Gençlik merkezi yapacağız diye çok heyecanlanmıştık. 35 milyon lira verdik ihaleyi iptal ettiler. Bir belediye liderine ziyan vermek için bir kente nasıl bu kadar ziyan verebilirsiniz? Bu inanılmaz geliyor. Önünden her geçtiğimde oranın çürüdüğünü görüyorum. 5 yıl boyunca çürümeye devam ediyor. Buna nasıl vicdanları el verdi çok üzgünüm. İnsanların bu kadar makûs yazabilmesine şaşıyorum. Buna çok üzülüyorum. Benim hiç ziyan vermediğim beşerler çok ağır şeyler yazıp çiziyorlar. En sevindiklerim ise, Kemeraltı’nda bir ziyaret yaptık. Esnaf her sokakta alkışlayarak dükkanın önüne çıktı. Yol boyunca alkışladılar. Yeniden portatif havuzlar koymuştuk Altınordu’da bir çocuğun yüzü gözümden gitmiyor. ‘Başkan yüzmeyi öğrendim’ demişti. Çok heyecanlanmıştım. Avrupa Kurulu Bölgeler Meclisi başkanlığına seçildiğimde çok memnun olmuştum. 9 Eylül konuşmasıyla çok gurur duymuştum. Körfez çalışmalarından sonra kokuyu yenmek muazzam memnunluk verici oldu” diye konuştu.
“Benim vicdanım çok rahat”
Başkan Soyer, “Bu 5 yıl boyunca ne yaptığımız işin, ne bunun tanıtımının, ne de kamuoyundaki karşılığım nedeniyle lider adayı yapılmadığımı düşünmüyorum. Bunların hiçbiri hakikat değil. Münasebetiyle benim vicdanım çok rahat. Kafayı yastığa koyduğumda huzurla uyuyacağım. Bu 5 yıl ne kadar çok çalıştığımı ben ve arkadaşlarım çok güzel biliyor. Eksik yapmış olabiliriz, kusurumuz olabilir fakat emin olun ki en düzgününü en birçoklarını yapmak için çok çalıştık. Hepimiz çok çalıştık. Benim vicdanım çok rahat. Bundan sonra da memleket için çalışmaya devam edeceğim. Ben hayatındaki tercihini bundan yana yapmış bir beşerim. Bu memleket aşkı koltuk, makam tanımıyor. Genel başkanlığa aday mısın diye soran olursa baştan söyleyeyim, bunların hepsi olabilir lakin benim derdim bu değil. Çok şükür meskende baba daha çok para getir diyen çocuklarım, eşim yok. Hiç kimsenin hayatta daha çok beklentisi yok. Bu memleket için çalışmaya devam edeceğiz” sözlerini kullandı.
Cittaslow misyonu devam edecek
Uluslararası vazifelerin devamıyla ilgili soru üzerine Lider Soyer: “Avrupa’daki görevlerimin hepsi bitiyor. Dün Brüksel’de Cittaslow icra komitesi toplantısı vardı iki ilçemizin Cittaslow üyesi olması için uğraşmıştık. O toplantıda misyonu bırakmamamı istediler. Bir cins genel sekreterlik makamıyla devam edeceğim” dedi.
“Siyasi irademin ve tercihlerimin arkasındayım”
Siyasi kararları hakkında soru üzerine Lider Soyer: “Ben bu siyasi irademin, tercihlerimin her birinin ardındayım. 22 Haziran’da İzmir duruşu diye bir metin yazmıştım. Büyük bir değişime gereksinim var fakat bu değişim 1 Nisan’dan sonra olmalı demiştim. Burada yanıldığımı gördüm. Kurultay süreci, partiyi barıştıran bir süreç oldu, bunu ben bu kadar öngörmemiştim. Lakin öbür kısım gerçek çıktı. Partide bir kaos, kaynama olur tam seçime giderken yanlışsız olmaz. Keşke 1 Nisan’dan sonra yapılsaymış. Lakin bütün bunlar geride kaldı. Yaptığım bütün siyasi kararların gerisindeyim. Siyaset hayatı uygunlaştırma sanatıdır. Ben daima fotoğrafın bütününü görerek siyaset yaptım.”
“Değişim yalnızca yaş ve cinsiyet kotası olmamalı”
Değişim sorusu üzerine Lider Soyer: “CHP’de büyük bir dönüşüme gereksinim var. Bu dönüşüm yalnızca yaş ve cinsiyet kotası değil, ideolojik bir dönüşüme muhtaçlık var. İktidarın gücünü sınırlayacak bir güce ulaşabilmesi için CHP’nin hakikaten sokağın ne dediğini anlayan, ancak popülizm yapmayan, sahiden dönüştürmek için ve sonra da iktidara alternatif oluşturabilmek için ne çeşit fikirler ortaya koyması gerektiğini biliyor olması lazım. Çok esaslı bir değişim kaide. Benim de değiştirmek istediğim şey CHP’nin siyasi konumlanış olarak toplumsal demokrat ve sol anlayış üzerinden kıymetler olur.”
“İnsanların siyasetten umudu kesildiğini işaret ediyor”
Seçim periyodundaki kampanyalara ait soru üzerine Lider Soyer: “Ben biraz şaşırıyorum. Cemre buluşmalarında çok büyük mesaiyle projeler ortaya çıkmıştı. Ben yalnızca İzmir’de değil Türkiye’nin hiçbir yerinde seçim heyecanı görmüyorum. Bu makûs bir şey. Bu insanların siyasetten umudu kesildiğini işaret ediyor olabilir. Projelerde çok gümbür gümbür şeyler görmüyorum.”
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı
