Apple Watch 9 ve Apple Watch Ultra 2’nin Amerika Birleşik Devletleri’nde satışları, Uluslararası Ticaret Komisyonu’nun yaptığı bir tespit sonucunda durduruldu. Bu karar, Apple‘ın tıbbi cihaz üreticisi Masimo ile girdiği patent ihlali davasından kaynaklanıyor. Masimo, bu yılın başlarında Apple’ı ticari sırlarını çalmakla suçlamış ve ABD’de Apple’a satış yasağı getirilmesini sağlamıştır. Bu gelişme, teknoloji devi Apple için beklenmedik bir darbe olarak nitelendiriliyor ve şirketin bu konuda atacağı adımlar merak konusu haline gelmiştir.
Apple Watch 9 ve Apple Watch Ultra 2’nin Satışlarına Yasağa Karar Verildi
Apple‘ın 2013 yılında Masimo’nun baş tıbbi sorumlusu Michael O’Reilly ve Cercacor’un baş teknoloji sorumlusu Marcelo Lamego’yu bünyesine katması, büyük bir tartışmayı beraberinde getirdi. Apple, Masimo’nun ticari sırlarını kullanarak nabız oksimetresi ile ilgili patentler aldığı iddiasıyla karşı karşıya kaldı. Masimo, bu iddialar neticesinde Apple‘a karşı 3.1 milyar dolarlık bir tazminat davası açtı ve bu dava, Uluslararası Ticaret Komisyonu tarafından da onaylandı. Ekim ayında alınan kararın 60 günlük Başkanlık onay sürecine girmesi ve 25 Aralık itibariyle sonuçlanması bekleniyor, ancak henüz Başkan Biden tarafından bir red kararı gelmedi. Bu durum üzerine Apple, 21 Aralık itibariyle Apple Store mağazalarından Apple Watch 9 ve Apple Watch Ultra 2 ürünlerini kaldırmaya başlayacak. Apple onaylı satış noktaları da 24 Aralık itibariyle bu modellerin stoklarını sonlandıracak. İlginç bir şekilde, Apple Watch serisinin 2020 yılından bu yana kan oksijen ölçüm özelliği sunmasına rağmen, Masimo’nun dava konusu olan patentler sadece Apple Watch 9 ve Apple Watch Ultra 2 modellerinde bulunuyor. Kararın temyiz süreci ve sonuçları, Apple için önemli bir dönemeç oluşturacak.
Bu durum, Apple için sadece hukuki bir meydan okuma değil, aynı zamanda şirketin inovasyon ve ürün geliştirme stratejilerini de etkileyecek bir gelişme. Apple‘ın bu iki modelde kullanılan teknolojinin patent haklarına ilişkin süregelen tartışmalar, teknoloji dünyasında geniş yankı buldu. Apple, bu davanın getirdiği zorluklarla başa çıkarken, aynı zamanda tüketici güvenini korumak ve piyasadaki rekabetçi konumunu sürdürmek için stratejiler geliştirmek zorunda. Bu süreç, Apple‘ın gelecekteki ürünlerinde kullanacağı teknolojilere ve patent politikalarına yönelik yaklaşımlarında da değişikliklere yol açabilir. Öte yandan, Apple‘ın bu durumu aşma kapasitesi ve yenilikçi çözümler üretme yeteneği, şirketin bu tür zorlukları nasıl aştığının da bir göstergesi olacak. Bu olay, teknoloji sektöründeki diğer şirketler için de dikkate alınması gereken bir örnek teşkil ediyor; zira patent ihlalleri ve fikri mülkiyet hakları, günümüzün hızla gelişen teknoloji dünyasında her zamankinden daha önemli hale gelmiş durumda. Bu nedenle, Apple‘ın bu süreçten çıkaracağı dersler ve atacağı adımlar, sektördeki diğer oyuncular için de yol gösterici olabilir.
