Birçok kişi, güneşin ortaya çıkmasıyla birlikte barizleşen cilt lekelerine karşı bahar aylarının yaklaşmasıyla kalıcı yolların arayışına giriyor. Cildiye Uzmanı Dr. Babür Süer ise hiperpigmentasyon olarak da isimlendirilen cilt lekelerinin nedenlerini paylaşırken, nasıl önlenebileceğine dair de yol haritası çizdi.
Dünya genelinde birçok kişi, güneşin ortaya çıkmasıyla birlikte barizleşen cilt lekelerine karşı kalıcı formüllerin arayışına giriyor. Kimileri bunu şahsî bakım eserleriyle gerçekleştirirken, kimileri ise dermatolojik leke tedavilerinden faydalanıyor. Hiperpigmentasyon olarak da isimlendirilen lekelerin tedavisine yönelik talebin mevsimlere nazaran değişkenlik gösterdiğini söyleyen Cildiye Uzmanı Dr. Babür Süer, cilt lekelerinin nedenlerini ve nasıl önlenebileceğine dair yol haritası çiziyor.
Dr. Babür Süer hususa ait, “Cilt lekelerinin ortaya çıkmasının kaynağında birçok öge bulunuyor. Bunların başında güneş ışınları geliyor. Leke tedavisi için kullanılan ilaçlar da cildi güneşe karşı daha hassas hale getiriyor. Antibiyotikler, kemoterapi, kalp ritim bozukluğu yahut sıtma ilaçları yan tesir olarak leke yapabiliyor. Lekeler ortaya çıktığında ise kahverengi bir imaj oluşuyor. Bu çeşit lekeler, ilerleyen yaşlarda daha sık görülüyor” dedi.
“Bazı hastalıklar da cilt lekelerine yol açabilir”
Cilt lekelerinin birtakım hastalıkların sonucu olarak da ortaya çıkabileceğini belirten Cildiye Uzmanı Dr. Babür Süer, “Cilt lekeleri, sivilce ya da başka cilt yaralanmalarının sonucunda da meydana gelebiliyor. Ancak, birtakım hastalıklar da bu durumun tetikleyicileri ortasında yer alıyor. Örneğin, egzama yahut sedef üzere hastalıklar, cildin tahriş olmasına yol açan sorunlar, bu listenin birinci sırasında konumlanıyor. Hamilelik üzere kimi hormonal değişikler ve bireylerin kullandığı kimi ilaçlar da cilt lekeleri doğurabiliyor” diyerek kelamlarına şöyle devam etti:
“Hiperpigmentasyon için aslında birçok tahlil var. Tüm leke tiplerinde önerilen birinci tedavi metodu, etkilenen bölgelere her gün, SPF 30 yahut daha yüksek olan bir güneş hami uygulanmasıdır. Güneşten ötürü lekesi olan bireyler, tüm mevsimlerde güneş kollayıcı kremler, şapka ve giysiler kullanmalı. Mümkün olduğunca gölgede kalmalı. Durum, tedavi gerektirecek etaptaysa, çeşitli tedaviler de uygulanabilir. Leke sorunu olan hastalara ağızdan alınan yahut krem halinde uygulanan renk açıcı tedaviler sunulabilir. Leke tedavisi için öteki bir tedavi seçeneği de kimyasal peeling’dir. Çok sayıda seansla gerçekleştirilen bu sistem, hastaya ve leke tipine nazaran değişkenlik gösteriyor. Lekeyi tesirli bir formda gidermek ve kalıcı sonuçlara ulaşmak için lazer tedavisine de sıklıkla başvuruluyor. Bilhassa q-switch yahut picosaniye lazerler ya da mikroiğneleme metotlarıyla leke tedavisinde çok başarılı sonuçlar elde edilebilir.”
“Lekelerin tekrarlanmaması için birtakım tedavilerin devamlılığı önemli”
Leke tedavilerinin bazen hastayı ve hekimi çok zorlayabildiğini aktaran Dr. Babür Süer, “Uygulanan leke tedavileriyle birçok hastada başarılı sonuçlara ulaşılsa da lekelerin tekrarlanmaması için birtakım uygulamalara tertipli dönemlerle devam edilmesi koşul. Biz de kliniğimizde lekelerinden arınmak isteyen hastalarımıza bir dizi profesyonel tedavi seçenekleri sunuyoruz. Tüm bu tedaviler, uzman dermatologlar tarafından leke tipine, yoğunluğa yahut hastanın özelliklerine nazaran belirleniyor. Leke giderici tüm süreçlerin inançlı bir halde gerçekleştirilmesi için hastaların kesinlikle uzman tabiplere istişaresini öneriyoruz.”
